Bülent Arinç: Kürt meselesiyle ilgili hazirlik yok, öncelikle silah birakilmali!
PeyamaKurd - Erbil Forumu'nda konuşan eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, "Terörün üzerine gitmek için toplumsal ve siyasi çareler bulmalıyız. Kürt kimliği, kültürel haklar, dil ve eğitim hakkı gibi konular bu sürecin bir parçası olmalı” dedi.
Eski Meclis Başkanı ve AK Parti kurucularından Bülent Arınç, Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen 3. Erbil Forumu kapsamında özel bir oturumda Rûdaw'ın sorularını yanıtladı.
“Abdullah Öcalan’ın çağrısı büyük ilgi uyandırdı”
Arınç, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çağrısının sadece Türkiye ve bölge için değil, tüm dünya tarafından ilgiyle takip edildiğini belirten Arınç, konunun önemine vurgu yaptı.
Arınç, "Ben bunu nasıl karşıladım? Şüphesiz yıllardır bu meselelerin içinde bulunmuş bir arkadaşınızım. Meclis Başkanlığım, Başbakan Yardımcılığım, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığım sürecinde bu konularla yakından ilgilendim. Ayrıca, bölgeyi ve Kürt kardeşlerimizi iyi tanıyan ve seven biri olarak da meseleye vakıfım" dedi.
PKK’nin kuruluşunun 40’ıncı yılına girildiğini hatırlatan Arınç, "Eruh baskınından itibaren bakarsak 1984’ten bu yana tam 40 yıl geçti. Bu süreç acılarla, felaketlerle, insanlarımızı mahveden olaylarla dolu" ifadelerini kullandı.
"Hükümet elinden geleni yaptı, örgüt ihanet etti"
Arınç, 2013-2015’teki çözüm sürecine de değinerek, "Meclis Başkanlığı görevimden sonra Başbakan Yardımcılığı ve Hükümet Sözcülüğüne başladığımda kendimi çözüm sürecinin içinde buldum. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bazı çalışmalarıyla başlayan süreç, MKK toplantıları ve çalışmalarımızla devam etti. Ancak maalesef sonu iyi olmadı" dedi.
Bülent Arınç, çözüm süreci boyunca hükümetin iyi niyetli çalışmalar yaptığını ancak örgütün bu sürece ihanet ettiğini belirterek, "Hiçbir söyleneni yerine getirmediler. O yüzden dünkü açıklamayla bağlantılı olarak aklıma 2013 Newroz'undaki gelişmeler geliyor. İlk İmralı görüşmesinden sonra Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Diyarbakır Meydanı'nda silahları bırakın ve Türkiye dışına çıkın çağrısı yapmıştı" dedi.
Hükümetin sürecin gerçekleşmesini umut ettiğini belirten Arınç, "Ancak zamana yayıldı, dışarıya çıkanlar birkaç ihtiyar ve gençle sınırlı kaldı. Sonrasında eylemsizlik haliyle konu unutuldu. Fakat örgüt bu süreçte silahlanmaya devam etti, gizli açık şekilde gelecek bir günü bekledi. 2015'ten itibaren süreç tamamen sona erdi" ifadelerini kullandı.
“(Bahçeli’nin çağrısı) Açıkçası çok şaşırdım”
Arınç, son dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına da değinerek, "Açıkçası çok şaşırdım. Kendi grubu da şaşırmıştır. Daha önce sürekli idamdan, kapatmadan bahseden birinden böyle bir şey beklenmiyordu. Ama ümitli olmayı tercih ettiğimiz için gelişmeleri bekleyip göreceğiz" diye konuştu.
"Öcalan'ın çağrısı yerine geldi, şimdi örgütün kararı bekleniyor"
TBMM eski Başkanı Arınç, Öcalan’ın açıklamalarının Bahçeli’nin beklentilerini karşılayıp karşılamadığına dair gelen bir soruya yanıt verdi.
Arınç, "Bence Sayın Bahçeli sadece çağrı yapılmasını istedi. Bu bir icaptır, kabulünü örgütün yapmasını bekliyor. Öcalan’dan beklenen çağrı bence yerine gelmiştir" dedi.
Öcalan’ın mesajının içeriğine dikkat çeken Arınç, "Bu örgütü kuran, meydana getiren, bütün eylemlerinden sorumlu olan ve 1999’dan beri İmralı’da yüksek güvenlikli cezaevinde bulunan bir insan ancak bunu yazabilirdi. Öcalan, zamanında yaptıkları taleplerin artık zamansız hale geldiğini, demokratik toplumun ortaya çıktığını ve bu meselenin cumhuriyet içinde demokrasiyle çözüleceğini söylüyor" ifadelerini kullandı.
Arınç, örgütün bu çağrıya nasıl yanıt vereceğini beklemek gerektiğini vurgulayarak, "Öcalan, örgüte açık bir emir vererek kongrelerini toplayıp lağvetmeleri ve silah bırakmaları gerektiğini söylüyor. Ancak bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği örgütün vereceği karara bağlı. Şu ana kadar bireysel açıklamalar dışında yeni bir şey duymadım" dedi.
"Silahların bırakılması yeterli değil, toplumsal ve siyasi çözümler gerekli"
90’lı yıllarda Refah Partisi'nde aktif olarak çözüm süreçlerinde yer aldığı hatırlatılarak, "Silahların bırakılması Kürt meselesinin çözümü için yeterli mi?" sorusuna yanıt veren Arınç, meselenin sadece silahların bırakılmasıyla çözülemeyeceğini vurguladı.
Arınç, "Bu konuyu defalarca televizyon programlarında da konuştum. Önce terör olgusunu anlamak gerekir. Bunu bazen bir bataklıkla benzetiyorum. Eğer bataklık kurutulmazsa, her gün yeni sivrisinekler üremeye devam eder. Üç-beş tanesini öldürmekle sorun çözülmez. Önemli olan bataklığı kurutmaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Kürt meselesinin çözümü için yalnızca güvenlik tedbirlerinin yeterli olmayacağını belirten Arınç, "Terörün üzerine gitmek için toplumsal ve siyasi çareler bulmalıyız. Kürt kimliği, kültürel haklar, dil ve eğitim hakkı gibi konular bu sürecin bir parçası olmalı. Ben de geçmişte bu konulardan sorumlu birçok kurumda görev yaptım" şeklinde konuştu.
“Kürt meselesiyle ilgili hazırlık yok, öncelikle silah bırakılmalı"
Bülent Arınç, Kürtçeye statü kazandırılması, ana dilde eğitim ve siyasi mahkumlarla ilgili genel af gibi konuların gündemde olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
"Öyle bir topluluğun karşısındayım ki onlara hürmeten, her yerde yaptığım gibi doğruyu söylemek zorundayım. Geldiğimiz nokta itibarıyla bu konularla ilgili herhangi bir hazırlık yok. Devlet Bahçeli bir söz söyledi ve Sayın Cumhurbaşkanı da 'Silah bırakılmazsa terörle mücadeleye devam edeceğiz' dedi.
Bu tür haklar ve talepler konusunda bir ön görüşme yapıldığını düşünmüyorum. DEM’lilerle yapılan görüşmelerde de öncelikle silah bırakılmasının gerektiği ve barış ortamı sağlandıktan sonra her şeyin konuşulabileceği havası hâkim. Bu yüzden büyük beklentiler içinde olmak doğru olmaz. Önce gelişmeleri görmeliyiz."
“(Başkan Mesud Barzani) Onlar şerefli ve onurlu insanlardır”
Arınç, Kürdistan Bölgesi yönetiminin sürece dahil olmasıyla ilgili olarak da açıklamalarda bulundu.
Başkan Mesud Barzani ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin geçmişte oynadıkları rollere değinerek, " Ben Sayın Neçirvan Barzani'ye de saygılar sunuyorum. Onun da haberlerini, selamlarını aldım. Dünkü açıklamaları da fevkalade güzeldi” dedi.
Arınç, şöyle devam etti:
“Geçen süreç içerisinde de Sayın Mesud Barzani, Başkan Barzani ile ilgili çalışmaları da biliyorum. Kendisiyle Türkiye'de çok görüşmüştük. Hatta Kasım 2013'te kendisi refakatındaki bir heyetteki, çok sevdiğim Şivan Perwer de vardı o heyette. Diyarbakır'a gelmişlerdi. Onlar bu konuda en az bizim kadar samimidirler ve gayretleri vardır. Umarım onlar da çok acı çektikleri bu olaydan sonra bir huzura ve barışa bu güzel bölgeyle birlikte kavuşurlar.”
PKK’nin silah bırakmasının Türkiye-Erbil ilişkilerini nasıl etkileyeceği sorusuna ise Arınç, "Erbil ile ilişkilerimizde hiçbir sorun yok. Geçmişten bu yana Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile kardeşane ilişkilerimiz var. Terörle mücadelede bakış açımız da ortaktır.
Bu yüzden örgütün, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni Türkiye’nin işbirlikçisi olarak kötülediğini biliyorum. Oysa onlar bunu hak etmiyorlar; onlar şerefli ve onurlu insanlardır" ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yazın!
Yorum Yazın