Elî Ewnî: Kürt halki gelecegi için karar verebilecegini bir kez daha gösterdi

PeyamaKurd - Röportaj

PeyamaKurd- Irak ve Kürdistan genelinde yapılan seçimler son buldu. Kürdistan adına seçimlerin galibi olan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), 28 sandalyeye sahip oldu. Birçok kara propaganda ve sahtekarlığın gündeme geldiği seçimlerde, Kürdistan halkının seçimi yine KDP’den yana kullanması, KDP’nin Kürdistan halkındaki güvenini bir kez daha tazeledi. YNK’nin seçimlere sahtekarlık karıştırdığı iddiaları, Goran ve YNK arasında çatışmalar yaşandığı bu süreçte KDP, Musul ve Şengal’de de birinci parti olmayı başardı. Kerkük’te seçimi boykot eden KDP, buna rağmen büyük bir başarı elde etti. Seçimlere ilişkin PeyamaKurd’e değerlendirmelerde bulunan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanlık Konseyi Üyesi Alî Ewnî, “Biz bütün partilere çağrı yaptık gelin boykot edelim diye. Ama onlar kabul etmedi ve seçime gireceğiz dediler, KDP her şeyini kaybetti, durumları kötü dediler. Eğer beraber gitseydik 60 kürsümüz olacaktı ama maalesef bizimle koalisyon kurmadılar” diyor.

Sayın Ewnî, seçimler sona erdi ve KDP 28 sandalye ile parlamentoda hak kazandı. Bu başarının sırrı neydi? Referandum ile bir bağlantısı var mıydı?

Şüphesiz ki bunda Kürdistan referandumunun payı vardı. Kürdistan halkı sandığa giderek bir anlamda bütün dünyaya, Irak Hükümetine hiçbir güç bizi bağımsızlık yolundan edemez mesajı da verdi. Nasıl ki Katalonya, İspanya’da bağımsızlığa gitti ve onlara karşı olan partiler engel çıkardı, ama onlar yollarından şaşmadı. İşte Kürdistan halkı da (Bağımsızlığı isteyenler tabii ki) bütün engellere rağmen sandıklara giderek oylarına, ve referanduma sahip çıktılar. Yani dediğim gibi, Kürdistan halkı, referandum karşıtlarına bir kez daha gösterdi ki Kürt halkı da geleceği için karar verebilir.

Referanduma karşı çıkanlar, seçimlerde büyük bir yenilgiye uğradılar. Kürdistan halkı tekrar KDP dedi. Sizce bundan sonraki süreç nasıl olacak?

Doğrusu biz seçimlerden önce bütün güçlere ve siyasi kurumlara, “Gelin Irak seçimlerini boykot edelim” çağrısı yaptık. Buradaki amacımız Birleşmiş milletlerin, Avrupa Birliğini ve hatta Irak’ın bize, “Siz neden seçimlere gitmiyorsunuz? Derdiniz nedir?” sorusunu yöneltsin diye ama maalesef Kürdistan Demokrat Partisini’ne (KDP) karşı olanlar, PDK’nin durumları kötü, her şeylerini kaybettiler gibi bahaneleri kullanarak bizden uzaklaşmak istediler. Yanımıza gelip boykot etmek istemediler, biz katılacağız dediler. Başkan Barzani bu kararlarına rağmen onlar, “Eğer siz katılacaksanız biz de sizinle beraber hazırız, farklı farklı listeler yapacağımıza, hep birlikte tek liste (Kürdistani liste) halinde gidelim” dedi.

Eğer biz bu şekilde gitseydik, 60 kürsümüz olacaktı. Ama diğer partiler seçimde tek liste olmamız için bizimle koalisyon kurmadılar. Bizim kapımız onlara şimdi de açıktır. Biz bütün Kürdistan siyasal yapılarına diyoruz ki parlamentoda Kürdistan’ın hakları için tek liste olalım. Sorunlarımızı ve çelişkilerimizi bir tarafa bırakarak, birlik içinde Kürdistan ulusu için siyaset yapalım.  Nasıl ki dünya kupasına milli takımlar gidiyorsa, biz de diyoruz ki Bağdat’a milli bir şekilde gidelim.  Yani Kürdistan’daki partiler birbirinden farklı olabilir ama, dışarı açıldığımız zaman Kürdistan’ın hakları için tek ses olalım.

YNK’nin seçim sırasında sahtekarlık yaptığı iddiasına rağmen KDP, Musul ve Şengal gibi kritik bölgelerde birinci parti olarak çıktı. Peki bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Doğrusunu isterseniz Süleymaniye’de YNK ve Goran sahtekârlık yaptı. Orada seçim komisyonunda bütün yetkiler YNK, Goran ve diğer partilerin elinde. Sahtekârlık yapmışsa onlar yapmıştır. Biz böyle bir şeyi yapmadık.  Eğer onların bizden yana şüphesi var ise, Duhok, Hewlêr ve diğer yerlerde olan istedikleri sandıkları açabiliriz. Gelsinler kendi elleri ile saysınlar. Bilgisayar ve diğer teknolojik aletlere inanmıyorlarsa buyursunlar elleri ile kontrol etsinler. Biz kendimiz seçim akşamı dedik Süleymaniye’de bizim hakkımız yendi. Gerçekten de 50 bine yakın oyumuz çalındı. Dediğim gibi sahtekârlık yapıldı bu doğru. Ama komisyon bizim elimizde değil ki, YNK ve Goran’ın elinde, biz bir şey yapamadık.

Son olarak, Başkan Barzani, dün yaptığı açıklamada, “ Kürdistan’ın referandumla kendi kaderini tayin etmesi meşru bir haktır” dedi. Sizce Başkan Barzani siyasetten çekildim demesine rağmen referandumu gündeme tekrar getirecek mi?

Mesud Barzani, hala bizim başkanımızdır ve bize öncülük ediyor. Bakın referandum Kürdistan için bir belgedir ve tarihi bir niteliğe sahiptir. Bu bizim cebimizdedir bunu bütün dünya biliyor. İngilizlerin, Kürtler Bağımsızlık istemiyor söylemi tamamen yalandı biz bunu kanıtladık. Referandumda Kürtler ne istediklerini gösterdiler. Elbette ki Bağımsızlıktan yana saf tuttular. Yani bunları söyleyenler yalan atıyor. Kürtler %90 Bağımsız olmak istiyoruz dediler. Bizim evimiz tektir Kürdistan’dır. Eğer Kürdistan fikri, Şasuwar Ebdulwahid, Berhem Salih, Elî Bapir’e kalsa kimse bağımsızlık istemiyor. Bunlar Kürdistani değiller. Ama bakın Kürdistan halkı öyle mi dedi? Sandığa gittiler ve tek yumruk oldular. Evet dediler.  Dünyadaki diğer kuvvetler bizim bağımsız olmamızı istemediler, bize karşı geldiler, saldırdılar…

Ama Bağımsızlık paketini biz küçültebiliriz. Bunu yavaş yavaş geliştirebiliriz. Bizim diyaloglara, süreçlere ve bağımsızlık için fırsatlara inancımız var. Şüphesiz, Kürdistan halkı bağımsızlık hakkını bir gün elde edecek ve kimse bir şey diyemeyecek. Biz Kürdistan toprak mücadelesini sürdürüyoruz ve bütün devletlere diyoruz, Kerkük, Musu, Şengal 140. Madde gereği Irak Anayasasında yer alıyor. Biz Bağdat’a diyoruz ki, Peşmerge anayasada bir güç ise siz neden topla, tüfekle saldırıyor ve maaşlarını kesiyorsunuz? Yani bu sorunlar genişletilebilir. Bizim isteğimiz askeri, ekonomik ve modern bir süreç yaratmak. Yani bizim meselemiz vakit değil ki, yolumuz biraz uzadı fakat bağımsızlık belgesi hala elimizde.