Financial Times'in Türkiye ve seçim analizi: Erdogan, HDP'yi...

20 June 2018 17:21 0 görüntüleme
Financial Times'in Türkiye ve seçim analizi: Erdogan, HDP'yi...

PeyamaKurd- Financial Times'tan David Gardner, seçimi masaya yatırırken "Türkiye’deki parlamenter sistemi Rusya stili bir Başkanlık modeline döndürmek için gerekli referandumu geçtiğimiz yıl ucu ucuna kazanan Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “kutsal kase”sine, yani seçimlerle meşruluk kazanmış tek-adamlık bir iktidara çok yakın" diyor.

"Erdoğan kazanırsa, kuvvetler ayrılığı bitecek"

Türkler Pazar günü Cumhurbaşkanlık ve meclis seçimleri için oy kullanacak. Eğer Erdoğan kazanırsa, kuvvetler ayrılığı bitecek ve yasama, yürütme ve yargı Başkan tarafından yönetilecek. Bu yüzyılda Türkiye’nin en önemli lideri olmayı başaran Erdoğan, üç dönem Başbakanlık yaptıktan sonra 2014’te Cumhurbaşkanı oldu. Şimdi bu neo-İslamcı lider modern ve laik Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün düzeyine erişmek istiyor. 

Ancak 2002’deki seçimlerden bu yana AKP’nin kolaylıkla 12’inci zaferini kazanması beklenen bu seçim çılgınca bir karmaşaya dönüştü. İktidardaki AKP ve lider Erdoğan artık yıpranma sinyalleri verse de gene de Bay Erdoğan’ın kazanma ihtimali daha yüksek. Geçmişte önüne çıkan engelleri yok etmeyi çok iyi başardı. Tam olarak kesin olmasa da kazanacağı neredeyse tartışma götürmez, ve zaten bu adil bir seçim olmayacak. 

"OHAL bir nevi kuşatma teşkil ediyor"

Türkiye’de 2016 Temmuz ayında yaşanan başarısız darbe girişiminden bu yana OHAL devam ediyor. Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu ve 2015 yılında çatışmaların tekrar canlandığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde OHAL bir nevi kuşatma teşkil ediyor. Geçtiğimiz üç yılda yaşanan kargaşa sayesinde Erdoğan’ın güçler ayrılığına son vermesi kolaylaştı. 

Erdoğan bu dönemde Fethullah Gülen destekçilerini değil,  aynı zamanda kendini eleştiren muhalifleri, kamu görevlilerini, akademisyenleri, gazetecileri ve sivil toplum kurumu üyelerini de hapse attırdı. Medya üzerinde tekele sahip ve sosyal medyayı polisle takip ediyor. Yargıçların çoğu Erdoğan’dan çok Erdoğancı. AKP’yi de partiyi birlikte kurduğu tüm meslektaşlarından arındıran Erdoğan tek hedefi var o da kazanmak. 

Öte yandan seçimleri 18 ay öne çekmesi kazanacağının kesin olmadığını düşündürüyor. AKP’nin seçmenleri çeken en önemli yanı, ülkenin eskiden büyük şehirlerde yaşayan elit kesimi tarafından ihmal edilen Anadolulu ve dindar kesime iş ve hizmet götürmüş olması. Türkiye’nin ekonomisi üzerinde kara bulutlar toplanmaya başlarken, partinin sıradan Türkler üstündeki etkisi zayıflayacak.

"Cari açık büyüdü, enflasyon uçtu"

Cumhurbaşkanı’nın emirleriyle verilen kontrolsüz teşvikler ekonomiyi ısındırdı, cari açığı büyüttü, enflasyonu uçurdu ve Türk Lirası büyük değer kaybetti - daha kötüsü Bay Erdoğan yüksek faiz oranlarının enflasyona neden olduğunu ve ekonomiyi kendi yöneteceğini açıklayınca piyasalar daha da kötüye gitti. Türkiye giderek azalmakta olan ucuz yabancı kredilere bağımlı ve ülkedeki dev kurumsal firmaların değeri her gün artmakta olan Dolar üzerinden çok büyük borçları var. 

Ayrıca darbe sonrası görevden almalarla zayıflayan bir orduyu Kuzey Suriye’ye gönderip ABD ile ittifak halinde olan Kürtlere saldırarak Türkiye’nin geleneksel Avrupa ve ABD ilişkilerini zayıflattı ve uluslararası arenada daha da yalnız kalmasını sağladı. Bu süreçte de tarih boyunca rakip olduğu Rusya ve İran’a bağımlı kalma riskini almış oldu. 

"Demirtaş'ı terörist yanlısı görüyor"

Cumnhurbaşkanı’nın en önemli rakibi olan Muharrem İnce, on yıldan uzun bir süredir ilk defa halka hitap edebilen ciddi bir muhalefet lideri. Atatürk’ün mirası CHP kendini sosyal demokrat olarak yeniden konumlandırıyor. İnce aynı zamanda Erdoğan’ın söylemlerinin önüne geçmekte de çok başarılı. CHP’nin vaatleri güçler ayrılığını geri getirmek; Türklerle Kürtleri barıştırmak ve Avrupa başta olmak üzere ülkenin geleneksel müttefikleriyle yeniden ittifak kurmak. 

Dağınık muhalefet bir bakıma seçime birlikte giriyor. Bu durum Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura götürmek için yeterli olmayabilir ama mecliste çoğunluğu ele geçirebilir. Bu da tamamen solcu ve Kürt yanlısı HDP’nin meclise girebilmesine bağlı. Ankara HDP’yi terörist yanlısı olarak görüyor ve partinin başkanı dahil bir çok üyesi hapiste. 

"Erdoğan daha az kişiye konuşuyor"

Her zamanki mücadeleci kişiliğiyle Erdoğan olağanüstü bir kampanyacı ama bu kez şehirlerde daha az kişiye konuşuyor. Son referandumda İstanbul, Ankara ve İzmir dahil olmak üzere Türkiye’nin ekonomisinin yüzde 65’ini üreten 20 büyük şehrin 13’ünde kaybetti. Buna cevap olarak AKP’nin Sünni, Türkçü ve İslamcı tutumunu sertleştirdi ve yeni-Osmanlıcılığı yaymaya yöneldi. Bu da “ötekileştirilen” Şii Aleviler ve Kürtler gibi azınlıkların HDP ve CHP’ye yönelmesine sebep oldu. 

Kavgacı ve paranoyak kişiliği Erdoğan’ı zaman zaman komplo teorileriyle uğraşmaya ve bu nedenle de Türkiye’ye zarar vererek muhalif partilerin lideri gibi davranmaya itiyor. Kaçınılmaz gerçek şu ki ülkenin yarısı hayatlarının her alanına karışılmasından ve toplum düzeninin kökten değiştirilmesinden hoşnut değil. Pazar günü seçmenler sandığa gidecek ve bu tarihi önem taşıyan seçimde kararlarını verecekler. 

 

 

/AhvalNews