“Kürtlere yönelik saldirilar cezalandirilmazsa ayni olaylar devam eder”

19 June 2021 14:04 0 görüntüleme
“Kürtlere yönelik saldirilar cezalandirilmazsa ayni olaylar devam eder”

PeyamaKurd - Dün (17.06.2021) HDP İzmir il binasına yönelik silahlı bir saldırı gerçekleşti. Saldırganın açtığı ateş sonucu Deniz Poyraz adlı HDP üyesi bir kadın hayatını kaybetti. Ardından saldırıyı gerçekleştiren kişi yakalandı ve başta siyasi partilerden olmak üzere toplumun her kesiminden tepki yağdı. 

Bu saldırı bu güne kadar özelde HDP ve onun gibi diğer Kürt parti üyelerine ve genelde Kürtlere yönelik gerçekleştirilen ilk saldırı değildir. Maalesef bu saldırı yüzlerce hatta binlerce saldırıdan sadece biridir.

Bu tür saldırılar özellikle 90’lı yıllarda ve sonrasında çok sıradan bir hal almıştı. Kürtlerin dükkanlarına, gazete ve dergilerine sürekli saldırılar gerçekleşiyordu. Her seçim döneminde Kürt partilerinin miting ve eylemlerine saldırılar devam ediyordu. Hatta belli başlı çevreler devlet içinde çeteleşerek ve devletin gücü ve yetkisini kullanarak Kürtlere yönelik akıl almaz saldırılar gerçekleştirdiler. Kendileri açısından tehlike arz eden herkesi hapis, işkence ve ölümle etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Hatta bazı Kürt ileri gelenleri için ölüm listeleri hazırlayıp onları tek tek katlettiler.

Bunların PKK ile bağlantılı olduğunu kamuoyuna inandırmaya çalıştılar. Bunların çoğunun örgütle bağlantısının olmaması ve sadece para veya başka kişisel çıkarlar için öldürülmeleri ise ayrı bir konudur. 2000’li yılların başında hava biraz değişse de bu olumlu hava çok uzun sürmedi ve özellikle 2015’le beraber çatışmalar yeniden alevlendi ve Kürtlere yönelik saldırılar da artmaya başladı. Saldırılar o kadar hoyratçaydı ki İstanbul’un göbeğinde genç bir çocuk telefonda Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayıp katlediliyordu. 

Bu saldırılar tabi ki kızgın, öfkeli bir insanın tepkisi değildir. Bu saldırıyı besleyen çok önemli bir altyapı vardır. Devletin yetkilileri Kürtlere yönelik nefreti körüklerse bu tür olayların olması olağandır.

Aynı şekilde bu saldırıları yapanların korunması, ceza almaması veya çok hafif cezalarla ödüllendirilmesi bu tür çevreleri cesaretlendiriyor. Hrant Dink’i öldüren bir kişi eğer birileriyle fotoğraf çekip kahraman kabul ediliyorsa kahraman olmak isteyen başkalarıda olur. 

O yüzde devlet erkanının bu olayı ciddi bir şekilde araştırması ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılıp kamuoyuna mesaj verilmesi gerekir. Yoksa çıkıp bu bizim birliğimize yapılan bir saldırıdır, deyip üstünü kapatmak çözüm değildir. Bu durumdan herkes zarar görür. 

Toplumda huzur ve güven ortamı kaybolur. Bir ülkede vatandaşlar evinde, işyerinde, sokakta kendini güvende hissetmiyorsa o ülkenin gelişmesi ve huzur bulması mümkün değildir.