Neçirvan Barzani: PKK'nin silah birakmasi teslimiyet anlamina gelmez!
PeyamaKurd - Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, hükümet kurma müzakerelerinden Rojava ve Suriye meselesine, Türkiye’deki yeni çözüm sürecinden Amerika ile ilişkilere birçok konuda Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Suriye’deki gelişmelere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Barzani, “Bizim görüşümüz, Suriye’nin geleceğinde tüm bileşenlerin yer alması gerektiğidir. Bu çerçevede, Kürtler için de mesajımız nettir: Birlik içinde hareket ederek Şam’da siyasi sürece katılmalıdırlar. Kendilerini misafir gibi değil, bu ülkenin asli sahipleri olarak görmelidirler” dedi.
Kürdistan Bölgesi’nin Rojava’daki rolüne ilişkin de konuşan Barzani, “Suriye Dışişleri Bakanı'yla yaptığım görüşmede, yeni Suriye'nin sivil bir Suriye olması ve herkesin, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, Aleviler ve Dürziler dahil, bu ülkenin geleceğinde kendilerini görebilecekleri bir Suriye olması gerektiğini vurguladık. Suriye tek bir ideolojiyle yönetilemeyecek bir ülkedir. Suriye çok uluslu, çok dilli ve farklı kültürlere sahip bir ülkedir. Herkesin kendini Suriyeli vatandaş olarak görmesi gerekiyor, yani Suriye'nin böyle yönetilmesi gerekiyor. Suriye asla tek bir ideolojinin kendini dayatmasıyla yönetilemez” dedi.
Türkiye’de Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrası başlayan süreç hakkında da konuşan Neçirvan Barzani, “Türkiye’de ciddi bir süreç başladı. Geçtiğimiz dönemde Ankara’da bu konuyla ilgili birçok görüşme gerçekleştirdik ve bizim değerlendirmemize göre bu, hem Türkler hem Kürtler hem de Türkiye’de yaşayan tüm halklar için olumlu ve ciddi bir süreçtir.
Şu an mesele, bundan sonra neler yapılacağıdır. Biz, Sayın Abdullah Öcalan’ın bir mesaj vermesini bekliyoruz ve bu mesajın ardından özellikle PKK’nin bu çağrıyı dikkate alması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Öcalan’ın mesajına olumlu yanıt vermek, Kürtlerin de faydasına olacaktır” dedi.
Kürdistan Bölgesi ile ABD arasındaki ilişkileri değerlendiren Neçirvan Barzani, “Başkan Trump’ın genel politikasına baktığımızda, dünya genelinde barışı sağlamak istediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Bana göre, Başkan Trump bu mesajı birçok kez dile getirdi. Kendisi, savaşlara son vermek ve her yerde barışı sağlamak istediğini açıkça ifade etti. Bu mesajın kendisi bile büyük bir saygıyı ve takdiri hak ediyor. Çünkü Amerika, dünyanın en büyük süper gücü ve gerçekten küresel ölçekte etkili bir rol oynayabilir” şeklinde konuştu.
**
“Kürdistan Bölgesi'nin Suriye ve Rojava’daki rolüne dair konuşan Barzani:
“Bizim rolümüz yardımcı olmak olacak. Suriye Dışişleri Bakanı'yla yaptığım görüşmede, yeni Suriye'nin sivil bir Suriye olması ve herkesin, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar, Aleviler ve Dürziler dahil, bu ülkenin geleceğinde kendilerini görebilecekleri bir Suriye olması gerektiğini vurguladık. Suriye tek bir ideolojiyle yönetilemeyecek bir ülkedir. Suriye çok uluslu, çok dilli ve farklı kültürlere sahip bir ülkedir. Herkesin kendini Suriyeli vatandaş olarak görmesi gerekiyor, yani Suriye'nin böyle yönetilmesi gerekiyor.
Suriye asla tek bir ideolojinin kendini dayatmasıyla yönetilemez. Suriye Başkanı Sayın Ahmed Şara'nın görüşlerinden gördüğümüz kadarıyla, gerçekten Suriye'nin sorunlarını ciddi şekilde çözmek istiyor. Eğer gerçekten politikaları Suriye ve ülke sorunlarının çözümüne odaklanmışsa, desteklenmeyi hak ediyor diyebilirim, sadece durup izlememek gerekir. Yardımcı olmalıyız, çünkü bence bu Suriyeliler için büyük bir şans ve eğer kaçırılırsa, Suriye'de bunun yerini neyin alacağı belli değil” dedi.
**
“PKK’nin silah bırakması teslim olması anlamına gelmiyor”
"İmralı Heyeti’nin Erbil ziyareti ve sürecin nasıl sonuçlanacağına" dair soruya yanıt veren Neçirvan Barzani şöyle devam etti:
“Türkiye’de ciddi bir süreç başladı. Geçtiğimiz dönemde Ankara’da bu konuyla ilgili birçok görüşme gerçekleştirdik ve bizim değerlendirmemize göre bu, hem Türkler hem Kürtler hem de Türkiye’de yaşayan tüm halklar için olumlu ve ciddi bir süreçtir. Şu an mesele, bundan sonra neler yapılacağıdır. Biz, Sayın Abdullah Öcalan’ın bir mesaj vermesini bekliyoruz ve bu mesajın ardından özellikle PKK’nin bu çağrıyı dikkate alması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Öcalan’ın mesajına olumlu yanıt vermek, Kürtlerin de faydasına olacaktır. Süreç oldukça net.
PKK’nin silah bırakması gerekiyor. Ancak bu, bir “teslim olma” anlamına gelmiyor. Burada mesele, artık silahlı mücadelenin ve askeri gücün Türkiye’deki Kürt meselesini çözemeyeceğidir. Eğer bir Kürt sorunu varsa, bu sorun Türkiye içinde diyalog yoluyla çözülmelidir.
Biz, PKK’nin Sayın Öcalan’ın çağrısına olumlu yanıt vermesini destekliyoruz. Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için bize düşen her türlü rolü üstlenmeye hazırız. Kürdistan Bölgesi olarak, bize verilen her görevde barış sürecine katkı sunmaya hazır olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz.”
**
“Siz, ABD Dışişleri Bakanı'yla görüştünüz, ABD yönetiminin Kürtlere ve Kürdistan Bölgesi'ne yönelik yeni politikasının nasıl olacağını size söylediler mi?” Sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Biz bu konuda ayrıntılara fazla girmedik, çünkü ABD Dışişleri Bakanı henüz bu görevde çok yeni. Ancak Başkan Trump’ın genel politikasına baktığımızda, dünya genelinde barışı sağlamak istediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Bana göre, Başkan Trump bu mesajı birçok kez dile getirdi. Kendisi, savaşlara son vermek ve her yerde barışı sağlamak istediğini açıkça ifade etti.
Bu mesajın kendisi bile büyük bir saygıyı ve takdiri hak ediyor. Çünkü Amerika, dünyanın en büyük süper gücü ve gerçekten küresel ölçekte etkili bir rol oynayabilir. ABD Başkanı, politikalarının temel hedefinin her ülkede barışın sağlanması olduğunu söylüyor. Bu nedenle, hepimiz bu barış girişimini desteklemeli ve savaşların sona erdirilmesi için ciddi çaba göstermeliyiz.”

Yorumlar (0)
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yazın!
Yorum Yazın