PYD: Kürtlerden ulus olarak söz etmiyorlar, ellerinden gelse Kürtler yok diyecekler

PeyamaKurd- Türkiye ve Suriye rejimiyle olan temaslardan söz eden PYD Eşbaşanı Hasan, Afrin’deki gelişmelere vurgu yaparak, “Afrin gündeme gelmeden ve oradaki sorun çözülmeden çözüm için herhangi bir adım atılmaz. Sorunların burada çözülmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

K24’te yayınlanan Rojev programına konuk olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Şahoz Hasan, Rojava’daki son gelişmeleri ve Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki temasları değerlendirdi.

“Ellerinden gelse Kürtler yoktur diyecekler”

İki tarafın da Kürtlere yaklaşımının milliyetçilik boyutunda olduğunu dile getiren Hasan, “Ellerinden gelseler ‘Kürtler yoktur’ da diyecekler ama mecbur kaldıklarında Kürtlerin varlığını kabul ediyorlar. Yine de bölgede Kürtlerden bir ulus olarak söz etmiyorlar. Biz şu an sadece Kürtlerin haklarından değil, diğer halkların haklarından da söz ediyoruz. Bu da onları rahatsız eden bir başka konu” dedi. 

“Türkiye’ye saldırıda bulunmadık”

Türkiye’den PYD’yle görüşme talebi gelmesi halinde buna nasıl karşılık verecekleri sorusunu yanıtlayan Şahoz Hasan, “Biz Türkiye’ye herhangi bir saldırıda bulunmadık. Ancak Türkiye sürekli bize saldırıyor, sivilleri öldürüyor ve Afrin’i işgal etti. Eğer bir görüşme gerçekleşecekse bu, Rojava sınırıyla ve özelikle Afrin’le ilgili olmalıdır. 

Afrin gündeme gelmeden ve oradaki sorun çözülmeden çözüm için herhangi bir adım atılmaz. Sorunların burada çözülmesi gerekir. Afrin ve Fırat’ın doğusunu birbirinden ayrı değerlendiriyorlar” sözlerini kullandı. 

Güvenli bölgeyle ilgili değerlendirmede bulunan Hasan, şunları dile getirdi:

“Son zamanlarda ABD’li yetkililer ve James Jeffrey’le herhangi bir görüşme gerçekleşmedi. Buranın bölge güçleri tarafından korunmasını istiyorlar. YPG ile Demokratik Suriye Güçleri bu bölgenin bir parçası değil mi? 

Buradaki yerli halk kendi kendini yönetiyor. Zaten bizim siyasi ve askeri projemiz de budur: Bölge halkları bölgenin kontrolünü sağlamalıdır. Tabii esas sorun bu değildir. Sorun, Türkiye’nin bir işgalci olarak bölgede yer almak istemesidir. Bu da kabul edilebilir değil.”