Tahir Elçi katledilisinin 8. yilinda Diyarbakir’da anildi
PeyamaKurd - Diyarbakır Adliyesi önünden Tahir Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare’nin önüne kadar yapılan yürüyüşün ardından anma töreninde konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, cinayetin bütün yönleri ile aydınlatılması çağrısı yaptı.
Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te açıklama yaparken öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, katledilişinin 8’inci yıldönümünde anılıyor.
Diyarbakır Barosu ile Tahir Elçi Vakfı’nın bu yılki anma programı kapsamında, saat 10.15'te Diyarbakır Adliyesi önünden Elçi’nin katledildiği Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare’nin önüne kadar yürüyüş yapıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Selvi Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu, CHP ve HEDEP milletvekilleri, baro başkanları, insan hakları savunucuları, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri yürüyüşe katıldı.
Kürtçe ve Türkçe “Em te ji bîr nakin/Seni unutmayacağız” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, Kürtçe ve Türkçe “Tahir Elçî rûmeta me ye/Tahir Elçi onurumuzdur” sloganları atıldı.
"Adalet yerini bulmadı"
Yürüyüş, Dört Ayaklı Minare'nin önüne ulaştı. Tahir Elçi’nin vurulduğu olan saat 10.53'te anma etkinliği başladı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “İnsan hakları rejiminin tesis edildiği, toplumsal kutuplaşma ve nefretin son bulduğu, Kürt meselesinin demokratik değerler ölçüsünde çözüldüğü bir ülke özlemini hala gerçekleştiremedik” dedi.
Tahir Elçi’nin ülkede en üst düzeyde güvenlik tedbirlerinin alındığı bir kentin orta yerinde onlarca kameranın önünde katledildiğini belirten Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak aradan geçen 8 yıla rağmen failler cezalandırılmamış ve adalet yerini bulmamıştır. Dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanının 'faillerin bulunacağı' beyan ve taahhüdü, her politik cinayette olduğu gibi tipik bir devlet refleksi olarak devreye girmiş ve tetiği tutan eli karanlıkta bırakmıştır. Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyunun bile mesuliyetinin kendisine ait olduğunu söyleyenlerin, bu sorumlulukla hareket etmediklerine hep birlikte bir kez daha tanıklık etmiş olduk.”

Yorumlar (0)
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yazın!
Yorum Yazın