Türkiye'nin bölgede oynadigi rol küçülüyor: En tehlikeli dört senaryo...
PeyamaKurd - TASS ajansından Jarov, Suriye'de yeni bir operasyon konusunda Ankara’nın “Kürtleri güneye doğru iterek topraklarına Türkiye yanlısı Arapları yerleştirmek” istediğini iddia etti.
Söz konusu bölgede Türkiye'nin konut ve altyapı projeleri üstlenmek istediğini anlatan Jarov "Büyük krizleri aşmayı bildiklerini gösteren Putin ile Erdoğan’ın Suriye’de anlaşabileceğini ümit ediyorum. Artık Şark usulü pazarlık dönemine giriliyor” dedi.
‘Bölgede oynadığı rolü küçülen Türkiye’
Duvar’ın TASS ajansından aktardığına göre yazar Kirill Jarov, Rusya’nın Türkiye ile Suriye konusunda anlaşıp anlaşamayacağını araştırdı. Rus ve Türk makamlarının yaptığı açıklamalara bakılırsa iki ülke arasında anlaşmazlık hemen hemen yok gibi. Gerçekte ise öyle değil. 2011’den sonra “bölgede oynadığı rolü küçülen Türkiye” eski konumuna dönmeye çalışırken Ankara ile işbirliğine sıcak bakan Moskova, Türkiye’nin silahlı Suriyeli muhalefet ile var olan bağlarına büyük önem veriyor ama kendi çıkarlarını korumaya çalışıyor.
Yazarın deyişiyle Moskova açısından samimiyetin devam etmesi için Erdoğan’ın “Esad bir teröristtir” mantrasından vazgeçmesi ve marttaki yerel seçimlerin arifesinde seçmenlere bir zafer ibraz etmek için Kürtlere karşı bir operasyon başlatmaması lazım.
“Uzun zamandır Suriye’nin kuzeyinde elini kolunu sallayarak dolaşan” Türkiye’nin oradaki varlığı sadece MGK ve TBMM tarafından onaylanmış oluyor. Terör ile mücadele konulu Adana Mutabakatı’nı gündeme getiren Putin, Türkiye’nin olası operasyonu için sanki “hukuki zemin” teklif etti. Bununla beraber Moskova, Ankara’yı Şam ile görüştürmeye çalışıyor. Ne var ki Türkiye’nin, ABD’nin çıkarlarını hesaba katmaması mümkün değil. Jarov’a göre bu bağlamda Ankara, Moskova ile ilişkileri kurarken Washington’un “bölge vekili” rolüne sıcak bakar.
‘Ankara’nın istediği, Kürtleri sürmek’
Yeni bir operasyona başlamak için Türkiye’nin Moskova’dan izin almaya ihtiyacı yok ama herhalde böyle bir adım Kremlin’e danışmadan atılmaz. Yazarın dediği gibi aslında Ankara’nın istediği şey “Kürtleri güneye doğru iterek topraklarına Türkiye yanlısı Arapları yerleştirmek” ve söz konusu bölgede konut ve altyapı projeleri üstlenmek.
Yazıyı bitirirken Jarov, “Büyük krizleri aşmayı bildiklerini gösteren Putin ile Erdoğan’ın Suriye’de anlaşabileceğini ümit ediyorum. Artık Şark usulü pazarlık dönemine giriliyor” dedi.
‘En tehlikeli dört senaryo’
RBC gazetesinde çıkan yazıda Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Müdürü Andrey Kortunov ve Fransız Montaigne Enstitüsü Danışmanı Michel Duclos Suriye’de gerginliğin tırmanmasını engellemek için bir “reçete” aradı. Yazarlara göre ülkeyi bekleyen en tehlikeli dört senaryo şöyle:
- Birincisi İdlib’e taarruz. Esad’ı bu konuda bekletmeye çalışan Moskova, artık son noktaya geldi. Olası operasyon sonucunda Türkiye ve Avrupa yeni bir mülteci akımına maruz kalacak, Suriye’de Rus-Türk işbirliği tehlikeye girecek.
- İkincisi Türkiye ve Kürtler. Ankara, Kürtlerin kontrol ettiği topraklara ilerlemek ve tampon bölge kurmak istediğini açıkça dile getirdi. Öyle olursa Kürtler, Esad’a yakın durmaya bakacak. Bu durumda Şam ordusunun TSK ile sıcak temasa girmemesi hemen hemen imkansız. Bu da Rusya-Türkiye ve Rusya-Batı ilişkilerini ciddi bir şekilde zedeleyecek.
- Üçüncüsü İran ve İsrail. Suriye’nin güneybatısında ateşkes anlaşması artık yürürlükten kalkıyor. “İran vekili” militanlar ve İranlı askerler Golan tepelerinde İsrail ordusu ile “dolaysız çatışmaya” giriyor. Karşılık olarak İsrail Hava Kuvvetleri (belki de Amerikan uçaklarının katılımıyla) Suriye ve hatta İran topraklarını daha çok vuracak. O durumda Hizbullah’ın İsrail’e saldırması ve hatta Amerika’nın silahlı müdahalesi beklenebilir.
- Dördüncüsü Rusya ve İran. Suriye’de Rusya-İran partnerliği artık “topallamaya” başladı, “Şam’ı kim yönlendirecek” rekabeti gittikçe ortaya çıkıyor. Hatta Rusya’nın ve Şam’ın “vekilleri” İran’ın “vekilleri” ile sıcak temasa giriyor, Tahran’ın, Moskova’ya şikayetleri çoğalıyor. Türkiye ve İsrail Rusya’yı İran’dan uzaklaştırmak için çaba harcarken İran gittikçe yalnız kaldığını hissederek bölgede daha sert biçimde hareket edecek. Astana süreci büyük ihtimalle sona erecek.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yazın!
Yorum Yazın