Türkiye’nin planinda Kürtlerin yerine cihatçilari yerlestirmek mi var?

06 August 2019 13:41 0 görüntüleme
Türkiye’nin planinda Kürtlerin yerine cihatçilari yerlestirmek mi var?

PeyamaKurd - Ankara ve Washington, Rojava’da kurulması planlanan güvenli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde ve inisiyatifinde bir alan olması konusunda henüz bir uzlaşmaya varamazken, Türkiye Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son toplantısında, 'Barış Koridoru' terimini tedavüle soktu.

Peki Barış Koridoru ile amaçlanan ne? Türkiye, neden güvenli bölgenin kontrolünün kendisinde olmasını istiyor? Kürtlerin tahliye edildiği bu bölgeye terör örgütü IŞİD ve cihatçı güçlerin yerleştirilmesi mi planlanıyor?

‘IŞİD ve cihatçılar Kürt bölgelerine yerleştirilebilir’

Artıgerçek yazarı Koray Düzgören de bu soruya yanıt aradığı 4 Temmuz tarihli yazısında, IŞİD ve cihatçı artıklarının Kürtler'in yerinden edilmesinin hedeflendiği bölgelere yerleştirilme ihtimaline dikkat çekiyor. 

"Suriye’de IŞİD Otoyolu’ndan cihatçı koridoruna geçiş mi" sorusunu yönelten Düzgören, "Bugün Ankara'nın Barış Koridoru kuracağını ilan ettiği topraklarda dört-beş yıl önce IŞİD, Türkiye'nin aleni desteği ile adeta bir otoyol oluşturmuştu" hatırlatmasında bulunuyor. 

MGK'nin 'Barış Koridoru' açıklamasını, 'üç yıldır Kuzey Suriye ve Fırat’ın doğusundaki SDG’ye (Suriye Demokratik Güçleri) ve daha doğrusu bölgedeki Kürtlere yönelik bir operasyon için ABD’yi ikna etmeye çalışan ama başarılı olamayan Ankara’nın yeni bir manevrası' olarak nitelendiren Düzgören, güvenli bölgeyi kurmasına izin verilmeyen Türkiye'nin 'Barış Koridoru' çıkışıyla ABD'yi iknaya zorlamaya çalıştığını ifade ediyor. 

ABD'nin güvenli bölgeye onay vermediğine de değinen Düzgören, Türkiye'nin Kuzey Suriye ile ilgili planlarına dair şu görüşleri dillendiriyor:

"O toprakların sakinlerini, Kürtleri ve bölgenin diğer halklarını, gruplarını oradan kovarak, yerine Türkiye’den seçecekleri Sunni cihatçı grupları yerleştirmek ve o bölgeyi diğer işgal bölgeleri gibi elinde tutarak Suriye meselesinde elini güçlendirmek.

Ankara bu amaçları için görünürde iki gerekçeye sarılıyor:

  • Birincisi, sınırlarımızın ötesindeki bir terör tehdidi var diyerek Kürt oluşumlarının milli güvenliğimizi tehdit ettiğini ileri sürüyor.
  • İkincisi de, ülkemizdeki Suriyeli mültecilerin, işgalden sonra  güvenli hale geleceği düşünülen o topraklara yerleştirilerek mülteciler meselesine bir çözüm getirileceği iddiasında.

Bu iki iddianın da geçersiz olduğunu cümle alem biliyor. Tabii en başta da sahada Kürtlerle birlikte IŞİD ve El Kaide türevi örgütlere karşı mücadele eden ABD ve Koalisyon güçleri biliyor.

‘O topraklarda terör tehdidi söz konusu bile değil’

Birincisi, Türkiye devletinin sözünü ettiği sınır ötesindeki topraklarda bir terör tehdidi söz konusu bile değil. O topraklar Kürtler ve müttefikleri tarafından IŞİD’in elinden kurtarıldığından bu yana güvenlik içinde. Yerel halk, zaman içinde kendi yönetimlerini oluşturmuş, barış içinde yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor.

Üstelik de o topraklardan IŞİD’den kurtarıldıktan sonra Türkiye’ye yönelik olarak, şimdiye kadar herhangi bir terör eylemi gerçekleşmiş değil.

İkincisi,  İktidar açıkça sınır ötesindeki halkları, başta Kürtler olmak üzere o bölgeden uzaklaştırıp, sürüp  onların yerine Suriyeli mültecileri iskan edeceği açıkça söylüyor.

‘Haksız da değiller’

Bölge halkları ve uluslararası camia, bu iyi niyetli görünen temenninin altında yatan amacı çok iyi biliyor. Bir kere bu açıklama, alenen bir etnik temizlik niyetini dışa vuruyor. İlaveten, böyle bir temizlikten sonra, o bölgenin yönetimi de tamamen Türkiye’ye ait olacağı için o topraklara kimlerin yerleştirileceği de çok iyi biliniyor.

Başta ABD olmak üzere bölge insanları, ağır bedeller ödenerek IŞİD ve diğer cihatçı terör örgütlerinden temizlenen bu bölgelerin yeniden cihatçı örgütlere teslim edilme ihtimalinden büyük endişe duyuyor.

Haksız da değiller. Bugün Ankara’nın Barış Koridoru kuracağını ilan ettiği topraklarda dört-beş yıl önce IŞİD, Türkiye’yi yönetenlerin aleni desteği ile cihatçı koridoru oluşturmuştu. Uluslararası camia ve Batı medyası buna IŞİD Otoyolu diyordu."